Eylül 29, 2005

Cindrella Man

Dün akşam arkadaşımla birlikte, Bursa Zafer Plaza'daki AFM'deydik. Saat 9da başlayacak olan cindrella man" filmini bekliyorduk. Sadece iki kişi olduğumuz için filmin oynatılmama ihtimali vardı. Neyse ki iki kişi daha geldi ve 4 kişiye özel olarak gösterilen cindrella man filmini izledik. Ron Howard'ın yönettiği Russell Crowe başrolünü oynadığı "Cindrella Man", Büyük Bunalım yıllarında, 1930 lu yıllarda bir boksör olan James J. Braddock'ın yaşamından kesit sunuyor.
1930lu yılların Amerikasının tüm çıplaklığıyla resmedildiği filmde insanı duydulandıran, hüzünlendiren ve heyecanlandıran sahneleri görmek mümkün. Kimi zaman attığı yumruklardan sizde payınızı alıyorsunuz. Çok farklı mesajlar alınabilir filimden.
İnsan bazen çok büyük sıkıntılar yaşayabilir. Bıçağın kemiğe dayandığı anlar olur belki. Bütün kapılar kapanır yüzünüze. Çaresizlik içindesinizdir. Fakat olumsuz gibi gördüğünüz şeyler gelecek adına harika sonuçlar doğurabilir. Nitekim Braddock elinin kırılmasının ardından boks yapamaz hale gelir. Boks ki onun ekmek parasıdır. Zor bir dönem geçirmektedirler. İşsizlik almış başını gitmektedir. Alçılı eliyle ağır işlerde çalışır. Sağ kolu kırık olduğu için mecburen sol koluna yüklenir. Kolay iş değildir yaptığı. Başlangıçta musibet gibi görünen şey, gelen bir boks maçı teklifiyle çok güzel sonuçlar doğurur. Sol kolu adeta makine gibi olmuştur. Rakipleri şaşırır bu işe. James J. Braddock geri dönmüştür artık.
Bundan daha önemlisi insani vasıfların ön plana çıktığı, İnsanlığın yitirdiği bir kısım değerlerin tekrar hatırlatıldığı enfes bir filim gerçekten.
Lakin işin ironik tarafı da var tabiki. Bir yandan J. Braddock'un insani vasıflarını hayranlıkla izlerken diğer taraftan kendinizi bir anda " hadi olum vur şuna devir onu" der bir halde buluyorsunuz. Kanlar içinde yere yıkılan rakip boksörün içler acısı haline seviniyorsunuz! duygularımızda iki yüzlülük yok mu sizce?

Hiç yorum yok: