Günlerdir dünya, Danimarka Gazetesinin kutsala yaptığı karikatürlü hakareti konuşuyor. Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü savıyla olaya bakan ve müdahale etmeyen Danimarka yönetiminin içinde bulunduğu çifte standart ise insana hayret veriyor doğrusu.
Danimarkada yayınlanan Jyllands Posten Gazetesi özür dilememekte kararlı gibi. Hz. Isa'ya yapılan hakaretamiz karikatürleri 'kutsala yapılan hakaret' olarak ele alıp yayınlamayan ve dine hakaret suçunun sadece hiristiyanlık dinine uygulandığını savunan gazete nereye varmak istiyor? Bu nasıl bir özgürlüktür?. Nezamandan beri kutsala yapılan hakaret özgürlük oldu?. Bu çiftestandart degilmidir?
Tabi bu gibi hakaretvari tavırlar yeni degil. Osmanlı dönemine, yani bir asır öncesine dönelim.
Paris’te, ünlü fransız düşünür Voltair’in «Lefanatique» isimli eserinden esinlenilerek hazırlanmış bir oyun sergilenmişti. “Muhammed ve aşırıcılık (fanatizm)” ismini taşıyan oyun, hz. Muhammed’in kölesi ve daha sonra evlatlığı hz. Zeyd ve hz.Zeyneb ile ilgili bir hadiseyle alay ediyor ve de peygamberimizle (sav) dalga geçiyordu.
Dönemin Osmanlı hükümdarı 2. Abdülhamid bu olaydan haber alır almaz 1860’ta Fransada Paris Büyükelçiliğine tayin edilen Ahmed Vefik Paşa (1822-1891) vasıtasıyla, oyunu hemen durdurmasını isteyerek doğacak politik gelişmeler için uyarmıştır. Oyun, anında durdurulmuştur. Ardından aynı tiyatro ingilterede oynatılmak istenmiş üstüne üstlük tüm biletler de satılmıştır. Abdülhamit’in uyarılarına “kendi halkının özgürlüğüne saldırıolacağı” cevabıyla karşılık verseler ve bu konuda diretselerde Sultan Abdülhamid'in ültümatomu yanıt bulmuş ve ingilterede peygambere hakaret içeren tiyotroyu oynatmaktan vazgeçmişlerdir.
Asl1nda Voltaire hristiyanl1K savunucusu birisi olmamas1na ragmen hakaretamiz bu piyesi yazarken papadan "Oğlum Voltaire.." diye başlayan bir iltifat mektubu almıştı. Unutmamak gerekir ki Voltaire daha öncesinde papa tarafından hristiyanlığa yaptığı hakaret nedeniyle aforoz edilmişti. Bu piyes hakkında daha geniş bilgi için bk. Zekai Konrapa, Peygamberimiz, İslâm Dini ve Aşere-i Mübeşere, İstanbul 1963, 485-487).
2 yorum:
Uymamak lazım bunlara bir noktaya kadar...
Yüce Hakan Abdülhamid Han'a selam olsun. Mekanı Allah'ın izniyle cennet olsun Ona kızıl sultan diyenlerin kafaları kızıl ateşten çıkmasın sonsuza dek.
Yorum Gönder